1976’da İstanbul’da doğan sanatçı, lisans derecesini MSGSÜ Heykel Bölümü’nde, Yüksek Lisansını Fulbright bursuyla San Francisco Art Institute’ta, Sanatta Yeterlik çalışmasını MSGSÜ’de tamamladı. Viyana Güzel Sanatlar Akademisi’nde Harun Farocki ve Thomas Renoldner ile film ve animasyon çalışan sanatçı, 2013’ten bu yana Mardin Artuklu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde teori ve atölye dersleri vermektedir. Sanatsal pratiğinde iz çıkarma, kalıp ve döküm gibi tekniklerin yanı sıra röportajlardan, görsellerden ve ses kayıtlarından yararlanır. Hafıza katmanlarını ve ilişkilenme biçimlerini, seçtiği durumlar/anlar üzerinden inceler. Kaydedilen ve hatırlanan arasındaki çelişkilerden yola çıkan çalışmaları, gerçeklik ve kurmaca arasındaki boşluğun dikkatten kaçmış olabilecekleri ortaya çıkarabileceği yarı-belgesel bir yaklaşıma varır. 2018’de Berlin Misafir Sanatçı Programı’na katılmış olan sanatçı, o zamandan bu yana sesin öznel, sosyal ve kültürel boyutlarının izini süren “Hassas Sesler” isimli açık uçlu sanat çalışmasında Elif Öner’le birlikte yol almaktadır.
İstemli Bir Hareket
Her şeyin uçabilme ihtimali var. İhtimalden öte, her şey zaten uçuyor. Anlatıcı bunu zaten biliyor çünkü göz kırpabiliyoruz; demek ki uçuyoruz. Rüzgâr doluyor koltuk altlarımıza; demek ki uçuyoruz. Şunu biliyor anlatıcı: her şey havalanıyor. Havalanırken duraklama noktaları var; duraklama noktalarından biri de ağaç tepeleri. Manzaralı yerler ağaç tepeleri ve burada yaprakların uçlarında durabiliyor. Yaprakların uçlarında durabildiğine göre, parça parça konuyor olmalı buralara; demek ki parçalanabiliyor. Bir gözü, bir eli, bir boynu veya kafayı düşünüyor mesela. Kafa olsa düşer pat diye yere, göz olsa ağır gelir. Bir karaciğer de öyle; öz kütle denilen bir şey var. Kütle bölü hacim. Fizik kurallarını bildiğimiz için, o karaciğer havalanmaz, düşer; bunu biliyoruz. Yer çeker. Demek ki karaciğer uçabilen, daha hafif bir şeye dönüşmüş olmalı. Ama neye?… İradeli bir havalanış bu, bir sürüklenme değil kesinlikle. Tam böyle “Aaa ne güzel, her yerden, bütün aralardan sıyrılıyor, deliklerden geçiyorum” hissine kapılacakken, rögar kapaklarını ve kurşun deliklerini düşünüyorsun. Orada bir duraksama oluyor.
*
Evrim Kavcar, İstemli Bir Hareket adlı video çalışmasında, farklı zaman ve coğrafyalara ait nesne, hayvan, bitki, insan ve türlü şeyler arasında uçma fikri üzerinden ilişkilenen bir anlatı kurar. Bu anlatıyı tetikleyen, Kavcar’ın SAHA Studio’da bir stop-motion animasyon yapma isteğidir. Fiziksel ve dokunsal bir şekilde ilerleyen bu canlandırma, zorunlu bir taşınma süreci ile kesintiye uğrar. Bu kesintiyi fırsat bilen inatçı bir imge, anlatının karşısına dikilir: Kanadından masaya sıkışmış, ölü bir karasinek. Mekânlar arasında deftere biriken notlar, çizimler, canlıyken manevra kabiliyeti yüksek, farklı bir zamansallığa sahip bir bedenin, bir ölü karasineğin etrafında canlanır.
Bu web sitesinde size daha iyi hizmet sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Kullandığımız çerezleri görüntüleyebilmek ve daha fazla bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz.