1990 yılında İstanbul’da doğan sanatçı, 2010 yılında New York Üniversitesi’nde Steinhardt Medya, İletişim ve Kültür Bölümü’nde başlayıp Koç Üniversitesi’nde Medya ve Görsel Sanatlar, Sosyoloji Bölümü’nde 2014 yılında lisans eğitimini tamamladı. Larissa Araz, yazı, video, ses gibi farklı alanlarda üretmekle beraber pratiğinin odağında fotoğraf olan bir sanatçı. Toplumsal hafızaya dahil edilen veya edilmeyen tarih, kimlik, anı veya aidiyete dair konuları kişisel bir yaklaşımla inceliyor. Bir çoğumuzun hala kendine defaatle sorduğu –ya da artık sormadığı–; yanıtlarını tarihin yazmadığı sorular, Araz için varoluşsal bir araştırmanın ana hatları.
Nisan 2018’de kurulan Poşe sanatçı inisiyatifinin yürütücüsü sanatçı, SAHA Studio'nun Ağustos 2019-Şubat 2020 arasındaki ilk dönemine katıldı. Sibel Horada'nın sanatçı videosuna aşağıdaki linkten ulaşılabilir.
Larissa Araz | SAHA Studio 1. Dönem Sanatçı Videoları
Karanlıktan Başla Görmeye
Karanlıktan Başla Görmeye, Kıbrıs’ta 1974 yılında savaş sırasında öldürülmüş Ahmet Cemal’in karnından çıkan bir incir ağacının hikâyesinden yola çıkıyor. Limasol’a yakın, incir ağacının yetişmesine elverişli olmayan bir bölgede ancak denizden ulaşılan bir mağarada bulunan incir ağacı konumu itibarı ile araştırılır ve sonunda üç Kıbrıslı Türk’ün kayıp cesetlerine ulaşılmasını sağlayacak bir araştırmaya evrilir. Ahmet Cemal’in öldürülmeden önceki son yemeği olan incir dinamitle patlatılan mağaranın tepesindeki bir delikten aldığı güneş ışığıyla büyür ve bir ağaca dönüşür. Hem bir savaş arşivi hem de mezarlık görevini gören Ahmet Cemal’in karnından büyüyen incir ağacı, toprak ve kimlik ilişkisini bulanıklaştırır.
Bu ağacı bulmak için Kıbrıs’a seyahat eden sanatçı, hikâyeye kendi yolculuk deneyimini de katarak ışık, mağara ve gölge mitleri aracılığıyla bakıyor. Yerleştirmede topraktan bir sunağın üstüne düşen ışık günahı ve insan bedeninin toprakla olan ilişkisini incelerken, incir ağacının bulunduğu mağaranın tabut boyutlarındaki fotoğrafları tarih yazımının ölümle olan ilişkisine odaklanıyor. Mekânın zeminine sirayet eden kayıp incir ağacının gölgesi ise bilinçaltımız için geçmiş ve gelecek ile bir yüzleşme alanı açıyor. Böylece, savaşı ve savaş sonrasında varolan zihinsel ve fiziksel yıkım hakkında düşündürtüyor.
Taraflarca kabul edilmeyen sınırların, hâlâ kayıp olan cenazelerin ve sahiplenilemeyen toprakların ışığında kimliklerin geçirdiği dönüşümlerin okumasını yapan Araz, siyasal imgelemde varlıklar kadar yoklukların da siyasi manasını konumlandırmaya çalışıyor.
Bu web sitesinde size daha iyi hizmet sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Kullandığımız çerezleri görüntüleyebilmek ve daha fazla bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz.