Mehmet Ali Boran
(d. 1981 Mardin/Kızıltepe), Sakarya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümünden 2007 yılında mezun oldu; video art, enstalasyon, seramik, performans ve video-roman gibi medyalarla üretimler gerçekleştiriyor. Halen Mardin’de yaşayan Boran, 2017’de Mardin’de kurulan Mişar Art Çağdaş sanat konuşmalarının yürütücülerindendir.
Üretimlerinde, aidiyet, yerinden edilme, kültürel miras, ve bellek meselelerini doğadaki tahribatlarla beraber düşünerek, çoklu katmanlar halinde işleyen sanatçı, yaşadığı yerin ve etrafının yüzey alanlarında yeni dönem güvenlik sistemlerinin konumlanma biçimini mercek altına almaktadır. Teritoryal sınırların, kent/kır yerleşkelerinin ve topografik alanların muktedirlerin kontrol ve gözetim mekanizmaları aracılığı yarattığı güvenlik toplumu diskurunu kritik eden çalışmalar yaptı. yerin, tarihin ve belleğin insan odaklı bir okuması yerine bütün halinde var olanın okumasını önerir. Hayvana, suya, yoprağa, taşa, havaya, bitkiye ve kültürel kalıntıya jeontolojik bir perspektiften bakarak ilerler.
Coğrafi bilimlerden ilhamla bilen ve var eden insan bakışını parçalayan bir bakış sunan M.Ali Boran, doğada ve beşeriyetteki çoklu bakışı bir itiraz olarak çalışmalarında yükseltir. Yaşadığı yeri metonomik bir bakışla ele alarak, yerelde yaşananın küresel boyutlarından bağımsız olmadığının kanallarını açmaya çalışır. Bir hikaye anlatıcısı duyarlılığında, huzursuz ve titreyen imgeler etrafında dolaşarak kurgularını formlara dönüştüren Boran, sanat aracılığıyla iyileşmeyi, toplumsal yaralarımızda sağaltmanın yollarını arar. Birden fazla kolektif ortaklıklarda bulunarak, beraber düşünüyor olmanın üretimlerine kattığı yeni olanaklar aracılığıyla eserlerindeki katmanları çoğaltmayı hedefler.
ANKSİYETE
30 santim çapındaki bir araç freninin bakım ihmalleri, envanterine kayıtlı olduğu maden sahasına dair bize neler söyleyebilir?
Bilimsel ve teknolojik ilerlemeler, insanlar arasındaki meselelerin çözümüne katkıda bulunarak daha eşitlikçi bir yaşantının olanaklarını arttırdı. Günümüzde de devam etmekte olan açlık problemi önceki dönemlere göre az da olsa iyileştirilmiş durumda. Bu olumlu gelişim, ilerlemiş bilimsel dünyanın girişimleri ve yatırımlarıyla doğrudan alakalı.
Yapay gübreler çoğaldıkça insanların ihtiyaçlarını tedarik etmesi kolaylaştırıldı; yaşam nispeten demokratikleştirilmeye çalışıldı. Ancak yeryüzünün geleceği düşünüldüğünde suni çözümlerin geçici ve yalnızca insan odaklı olduğunu fark etmek zor değil. Tahıl, meyve ve sebze üretiminin artmasını sağlayan gübre, günümüzde hiç olmadığı kadar suni bir şekilde üretilmekte. Bu üretimin gerçekleşebilmesi için fosfat madeninin topraktan ve kayalardan ayrıştırılarak işletilmesine ihtiyaç duyuluyor. Fosfat madeninin çıkarıldığı bölgelerde ise yer kabuğuna ve gökyüzüne olağanüstü büyüklükte tahribatlar veriliyor.
Dünyanın en önemli fosfat kaynaklarından biri olan Mardin, Mazıdağı’ndaki kaynaklar, günümüzde hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde çıkartılarak işleniyor. 2016 yılında özelleştirilen Eti Bakır Madenleri’nin Mazıdağı’ndaki tesisinin üretim kapasitesi ve maden alanları genişletilirken hammadde çıkarılan arazinin üzerinde bulunan toprak tabakası, köy yerleşim yerleri ve ağaçlar da hızlı şekilde yok ediliyor. Sanatçı, SAHA Studio sürecinde geliştirdiği projesinde, 2018 yılından bu yana Mazıdağı’nda sürdürdüğü gözlemlerine ve araştırmalarına odaklanıyor. Boran bu araştırma kapsamında periyodik aralıklarla seyahat ettiği, fosfat çıkarılan maden sahasını fotoğraf sanatçısı Tehsin Baravi’yle belgeledi. Boran bu fotoğrafları kurgularken Forensic Architecture araştırma metotlarından esinle, meselenin bütün bileşenlerini düşünerek hareket etti.
Sanatçı, fotoğraflarda Mazıdağı bölgesinde fosfat madeninden dolayı yerinden edilme riski taşıyan 30’u aşkın köy yerleşim yerini, ağır metallerle yıkanan toprağı, tesislerin bacalarından atmosfere salınan gazları, ilerleyen zamanlarda dümdüz bir araziye dönüşecek olan dağ yükseltilerini, bitkileri, ağaçları, hayvanları ve spesifik olarak bir maden alanında konumlanan güvenlik aparatlarını mercek altına aldı. Geniş bir üretim tesisine sahip olan maden işletmesinin büyük mekanizmasında küçük bir parça olarak işaret ettiği, çıkarılan madenleri taşıyan yük kamyonlarından birinin, 2023 Haziran ayında freninin patlaması sonucu 21 kişinin ölümüne neden olduğu kazadan sonra, Boran bu alanda bir anlatı örgütlemek üzere harekete geçti.
Panoramik manzara çekim tekniği kullandığı 22 fotoğraflı yerleştirmesiyle izleyiciyi tedirgin hissettirmeyi amaçlayan sanatçı, bir zamanlar pastoral diyebileceğimiz görüntülerin dramatik bir şekilde Khora’ya doğru geçişlerini gösterirken mekân mefhumu aracılığıyla geçmişin şizofreni, şimdiki zamanının depresyon ve geleceğin anksiyete ile cebelleşmesini ortaya koyuyor. Bir belge mahiyetindeki bu fotoğrafların kimilerinde kendi sanatsal kurmacalarını da projesine dahil ediyor. Sanatçı, daha önce hayata geçirdiği kimi yerleştirmelerinde olduğu gibi bu kez Mazıdağı’ndaki fosfat çıkarma tesisinin neden olduğu mimari, sosyolojik, ekolojik ve kültürel tahribatlara bakıyor. Ayrıca Boran’ın aynı süreç içinde ürettiği gıda meselelerini ele aldığı bir güvenlik aynası, envanter numaralarıyla şekillendirdiği seramikten bir düdük heykel yerleştirmesi ve seramik tabakayı katlama jestiyle içindekileri okunmaz hale getirdiği, böylece dışarıya karşı güvenlikli hale getirdiği İstanbul günlükleri adındaki duvar yerleştirmeleri fotoğraflara eşlik ediyor.
Bu web sitesinde size daha iyi hizmet sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Kullandığımız çerezleri görüntüleyebilmek ve daha fazla bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz.